Gayrimenkul sektörü, inşaat sektöründeki iş gücü krizine dikkat çekerek çözüm önerileriyle gündeme geldi. Depremler ve kentsel dönüşüm ihtiyaçları, sektördeki iş gücü krizini derinleştirirken, yeni nesil iş gücünün ağır çalışma koşulları ve gelir düzensizliği nedeniyle sektörü tercih etmediği ortaya çıktı. GYODER Başkanı Neşecan Çekici, bu soruna uzun vadeli stratejilerle çözüm bulunabileceğini belirterek, sektöre daha iyi çalışma koşulları ve yıpranma hakkı gibi düzenlemeler getirilmesi gerektiğini vurguladı. Çekici, “Bu kriz uzun vadeli stratejilerle aşılabilir. Raporumuzun ardından Uzun Vadeli Stratejik İş Gücü Platformu için çalışmalara başlayacağız” dedi.
Çalışma Koşulları ve İş Gücü Dinamikleri Araştırması
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) için yapılan “İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24” araştırmasının sonuçları, 4 Şubat’ta İstanbul Divan Otel’de düzenlenen basın toplantısında açıklandı. GYODER Başkanı Neşecan Çekici, YTÜ Konut ve Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Serhat Başdoğan, BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü ve Kurucusu Can Selçuki, araştırmanın çıktılarını ve çözüm önerilerini paylaştı. Rapor, inşaat sektöründeki ekonomik dinamiklerin derinlemesine analiz edildiğini ve sektörün geleceğine yönelik önemli bir yol haritası sunulduğunu ortaya koydu.
Verimlilik Analizi ve Çözüm Önerileri
Raporda yapılan verimlilik analizi, 2020’den itibaren inşaat sektöründe emek verimliliğinde ciddi artışlar görüldüğünü gösterdi. Ancak, sektördeki vasıflı çalışan sayısındaki sınırlı artışın, kriz döneminde inşaat firmalarının düşük kapasitede çalıştırmayı tercih etmesinden kaynaklandığı belirtildi. Araştırmaya göre, inşaat sektöründe çalışmayı istemeyenlerin en sık belirttiği neden, işin ‘bedensel olarak yorucu’ olması. Bu durum, sektörde istikrarsız bir iş gücü yapısının olduğunu gösteriyor. Raporda, sektörde çalışanların yarısından fazlasının mevcut işlerinden memnun olmadığı ve ayrılmayı düşündüğü ortaya çıktı. Çözüm önerileri arasında gelir istikrarı, iş güvenliği, çalışma koşulları, eğitim programları ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması gibi önlemler yer alıyor.
Araştırma, Türkiye’de inşaat sektörünün demografik ve sosyal olgularını da ele alarak sektörün geleceği için önemli ipuçları sunuyor. Kadın istihdamının artırılması, nitelikli işçi yetiştirilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin sağlanması gibi adımların atılması gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’de inşaat sektöründe çalışanların büyük çoğunluğunun erkek olduğu ve kadın istihdamının sadece yüzde 5 olduğu belirtilirken, Avrupa’daki diğer ülkelerde bu oranın daha yüksek olduğu gözler önüne serildi.
Bu araştırma, sektörün mevcut durumunu anlamak ve geleceğe yönelik stratejiler geliştirmek adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş gücü sorununun çözümü için sektörde yapılması gerekenlerin belirlenmesi, inşaat sektöründe sürdürülebilir bir büyümenin önünü açabilir. Gayrimenkul sektörü, iş gücü krizine karşı uzun vadeli stratejilerle hareket etmeyi planlıyor. Bu çabaların sektörde olumlu bir değişim yaratması bekleniyor.












