Yapılan araştırmalar, suya maruz kalan bir bina donatısının 15 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 90’ını, 24 yılın sonunda ise tamamını kaybettiğini gösteriyor. Bu gerçeklerden yola çıkan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, deprem felaketlerinden çıkarılması gereken en önemli dersin güvenli yapılaşmanın tüm yönleri ile ele alınarak ülke çapında yaygınlaştırılması olduğunu vurguluyor. Özellikle betonarme yapıların su yalıtımıyla korunması gerektiğini belirten Eruslu, Türkiye’deki yapı stokunun büyük bir bölümünü oluşturan betonarme binaların suya karşı hassas olduğunu belirtiyor. Bu noktada, su yalıtımının zorunlu hale gelmesine rağmen uygulamanın yetersiz olduğunu ifade ediyor. İstanbul’un olası bir deprem durumunda ise 194 bin binanın risk altında olduğunu vurguluyor. Bu kapsamlı güvenlik sorunlarını ele alan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, güvenli yapılaşmanın önemini vurgularken, su ve ısı yalıtımının binaların dayanıklılığında kritik bir rol oynadığını belirtiyor.
Su Yalıtımı ve Bina Dayanıklılığı: İnşaat Sektoründe Hayati Bir Konu
Su yalıtımının bina dayanıklılığı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, suya maruz kalan bir donatının taşıma kapasitesinin zamanla azaldığını ve bu durumun binaların güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Zeminde yer alan nem, yeraltı suları, yağmur ve kar gibi etkenlerin betonarme binalarda korozyona yol açabileceğini ifade eden Eruslu, bu durumun binaların yıkıcı etkilerle karşı karşıya kalmasına neden olduğunu dile getiriyor. Özellikle Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Erdoğdu’nun araştırmalarına göre, suya maruz kalan bir donatının taşıma kapasitesinin zamanla azaldığını ve bu durumun yapıların dayanıklılığını büyük ölçüde etkilediğini ortaya koyuyor. Bu nedenle, su yalıtımının bina inşasında hayati bir rol oynadığını belirten Eruslu, doğru malzeme ve işçilik ile yapılan su yalıtımının binaların uzun ömürlü olmasını sağladığını vurguluyor.
İstanbul’da Güvenli Yapılaşma: Kritik Bir Aciliyet
İstanbul’da olası bir deprem durumunda büyük bir güvenlik riski altında olan binaların sayısının oldukça yüksek olduğunu belirten Emrullah Eruslu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapılan çalışmalarda ortaya çıkan verilere dikkat çekiyor. 7,5 büyüklüğündeki bir senaryo depreminde İstanbul’daki binaların önemli bir bölümünün hasar göreceği tahmin edilirken, ağır ve çok ağır hasarlı binaların yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu noktada, Türkiye genelinde mevcut bina stokunun incelenmesi, güvenli hale getirilebilecek binaların tespit edilmesi ve güvenli olmayan binaların kentsel dönüşüme tabi tutulması gerektiğini vurguluyor. İstanbul’da yaşanan bu acil durumun, ülke genelinde güvenli yapılaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden Eruslu, binaların güvenliğinin sağlanması için alınması gereken tedbirler konusunda hassasiyetle durulması gerektiğini belirtiyor. Güvenli yapılaşma için su yalıtımının önemine vurgu yapan İZODER Başkanı, bu konuda kamuoyunun bilinçlenmesinin ve gerekli adımların atılmasının önemine dikkat çekiyor.