Yeni mezun bir gazeteci olarak, TOKİ 250 Bin Sosyal Konut Kampanyası kapsamında İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yapılan dev konut projesi için çıkarılan yıkım kararına karşı büyüyen tepkilere dair bir gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Murat Kurum, Arnavutköy’deki TOKİ konutları için defalarca dar gelirli ailelerin yararına olduğunu belirterek karara karşı çıkmışlardı. Ancak, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, TRT ekranlarında yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, kararın siyasi bir karar olduğunu vurguladı ve bu konuya ilişkin çeşitli açıklamalarda bulundu.

Candaroğlu, “İBB ve İSKİ tarafından su havzaları gerekçe gösterilerek TOKİ tarafından dar gelirli vatandaşlar için İstanbul Arnavutköy’de hayata geçirilen dev konut projesi için aldığı yıkım kararı siyasi bir karardır.” dedi. İBB’ye bağlı İSKİ, Arnavutköy’deki TOKİ konutları için kaçak yapılaşma olduğunu iddia ederek ‘yıkım kararı’ verdi. Gerekçe olarak Sazlıdere barajı su havzaları olarak iddia edilen bölgede hayata geçirilen TOKİ 250 bin sosyal konut projesi şantiyelerine durdurma ve yıkım kararı alarak 23 Mayıs 2025 tarihine kadar yıkım işleminin uygulanacağını tebliğ etti. Ancak, Arnavutköy Belediye Başkanı Candaroğlu, yıkım kararının uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, sürecin prosedürlere uygun şekilde devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Not really sure why this matters, but… Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TV100 ekranlarında katıldığı programda, projenin lüks konutlar olmadığını ve dar gelirli vatandaşlara yönelik olduğunu belirtti. Ayrıca, projenin Araplara satılacağı iddialarını da yalanladı. Bakan Kurum, Arnavutköy’deki TOKİ konutlarının su kaynaklarına zarar vermeyeceğini ve Sazlıdere barajıyla bir ilgisi olmadığını açıkladı. Ayrıca, Kanal İstanbul projesiyle de bağlantılı olmadığını belirterek, çeşitli yanlış bilgilerin düzeltildiğini ifade etti.

Projenin tamamı sosyal konuttur. Evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımıza, kuraları çekilen, sahipleri belli olduğu konutlardır. Lüks konut değildir. Bu birinci yalan. İkincisi araplara satacak dediler. Buradan konut alacakların tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bu ikinci yalan. Dediler ki, su kaynaklarını burada, bu projeyle birlikte İstanbul’un suyunu kesiyorlar dediler. Buranın Sazlıdere barajıyla alakası yok. Barajı yıkacaklar dediler. Kenarından, köşesinden, ilgisi, alakası yok. Çünkü baraj yerinde duruyor. Gidip baksınlar görmüyorlarsa. Ki burası su havzası da değil. Bilmediği için. Biz bu projeyi, su havzalarına zarar vermeyecek şekliyle plan, yönetmelik, imar planı neyi emrediyorsa biz bu çerçevede yapıyoruz. Dediler ki, Kanal İstanbul projesinin bir parçasıdır. Bu da kuyruklu yalan. Bu projenin Kanal İstanbul ile yakından, uzaktan ilgisi yoktur.

Sonuç olarak, TOKİ 250 Bin Sosyal Konut Kampanyası kapsamında inşa edilen dev konut projesine ilişkin çıkarılan yıkım kararına karşı tepkiler devam ederken, siyasi ve idari otoriteler arasındaki görüş ayrılıkları da netlik kazanmaya başladı. Yapılan açıklamalarda, projenin dar gelirli vatandaşlara yönelik olduğu ve çeşitli yanlış bilgilerin düzeltildiği belirtilirken, sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.