Yeni Mezun Gazeteci
Gerçekten tam olarak neden önemli olduğunu anlamıyorum, ama televizyonlardan birinde bir dizi var. Bu dizi, muhafazakâr/seküler çelişkisini ele alıyormuş. Etrafımda bu dizinin ne kadar popüler olduğunu duyuyorum, ama ben hala Iskandinav polisiyelerine odaklanmış durumdayım ve bu diziyi bir türlü izleme fırsatı bulamadım.
Geçenlerde sosyal medyada bu diziden bir iftar sahnesi paylaşıldı. Bir restoranda dört kişi oturuyor: iki kadın, iki erkek. Aralarında muhafazakâr bir adam var ve restoranda iftara saygı gösterilmesi gerektiğini, alkollü içki servisinin yapılmaması gerektiğini savunuyor. Diğer taraftan seküler bir kadın ise Türkiye’nin laik bir ülke olduğunu, isteyenin oruç tutabileceğini ve isteyenin içki içebileceğini belirtiyor. İçinden “Rahatsız olan gider, orucunu evinde açar” diye de ekliyor. Bu sahneden rahatsız olan bazı muhafazakâr kesimler var gibi görünüyor.
Ama şimdi düşünüyorum da, Türkiye sadece iki renkten oluşmuyor aslında. Bu ülkede elli bin ton gri var. Muhafazakâr insanlar da tek tip değil. Kimi muhafazakâr, restoranda ne içildiğine bakmazken, kimisi alkol içeren yemeklerden uzak durur. Aynı şekilde sekülerler de homojen değil. Kimi seküler, oruç ve saygı kelimelerini yan yana getirmekten hoşlanmazken, kimisi saygı gösterir.
Bu dizi sahnesi sadece Türkiye’deki pek çok tartışmadan biri olabilir. Ülkemizde farklı düşünceler ve renkler bir arada var. Muharrem İnce’yle ilgili bir iddiaya girdim bir gün. Yüz bin imza topladıktan sonra adaylıktan çekileceğini ve Kemal Kılıçdaroğlu ile anlaşacağını iddia ettim. Bu iddiaya karşı takım elbisesine iddiaya girmeyi kabul ettim. Sonradan kaybetme ihtimaline karşı endişelenmeye başladım, ama neyse Kiğılı’dan bir takım elbise alabilirim herhalde.
Halkın umudu konusunda da bir şeyler söylemek istiyorum. Yekpare bir halk yok aslında. Herkesin umudu farklı. Kimi Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını isterken, kimisi Erdoğan’ın tekrar seçilmesini umuyor. “Halkın umudu” diye sadece kendilerini halktan sayan sanatçı yaklaşımını anlayamıyorum. Fatih Erbakan’ın babasına ihanet ettiği iddiaları da gündemde. Erbakan Hoca’nın AK Parti aleyhine sözleriyle oğlu arasında tartışma var. Ancak AK Parti’nin siyasi çizgisindeki değişimleri göz ardı edenler, durumu tam olarak anlamıyorlar gibi görünüyor. Sonuçta her şey göreceli ve siyasette değişimler kaçınılmaz.












