Mayıs 2’nci, 2025 Sektörde Neler Oluyor?

DEVA Partisi’nin Lideri Ali Babacan, İstanbul’da meydana gelen depremin ardından Kanal İstanbul projesinin tekrar gündeme gelmesi üzerine konuştu. Babacan, deprem sırasında trafik sıkışıklığının yaşandığını hatırlatarak, “Allah korusun, bir savaş veya deprem anında bu adadan tahliye veya yardım alması gerekecek. Sadece sınırlı sayıda köprüyle bağlı olan bir adaya bu yardımların nasıl ulaşacağını düşündünüz mü?” şeklinde konuştu. Tele1 TV’de Zeynel Lüle’nin programına katılan Babacan, gündeme dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Savaş anında Kanal İstanbul’un açtığı adadan tahliye için TSK’dan rapor istendi mi?”
“Bunu anlayabilecek bir soru. Sayın Erdoğan’dan bu soruya cevap vermesini istiyorum. Kanal İstanbul yapıldığında, İstanbul’un Avrupa yakası bir adaya dönüşecek. Sadece sınırlı sayıda köprüyle bağlanacak. Allah korusun, bir savaş veya deprem anında bu adadan tahliye veya yardım alınması gerekebilir. Bu konuda bağımsız bir rapor istendi mi? TSK’nın görüşleri neler? İstanbul’un güvenliği nasıl sağlanacak? Bu konular hakkında net bir açıklama yok. Kimse bu konuyu tartışmıyor. Acaba gerçekten bu konuda TSK’dan bağımsız ama detaylı bir rapor istendi mi? Endişeleri var mı? Örneğin, bunlar hakkında bilgi almak vatandaş olarak hakkımız. İstanbul’da yaşayan herkesin hakkı. Deprem sırasında yaşadık değil mi? İstanbul trafiği aniden kilitlendi. Aniden. Bir boğazın olduğu şehirde bu şehri rahatlatabilirsiniz ancak nasıl? Köprünün olmadığı bölgelerden çevreye doğru kaymalar olabilir veya dışarıdan yardımların gelmesi de olabilir. Ancak bu tarafta bir kanal açarsanız, İstanbul’un Avrupa Yakası kapalı bir alana dönüşüyor. Şu anda en büyük tehlike bu.”

“İktidarın Taksim inadı hala çözülemedi”
“1 Mayıs, dünyanın her yerinde çalışanların bayramıdır. Ancak Türkiye’de maalesef 1 Mayıs, gerginliklerin ve çatışmaların yaşandığı bir gün haline gelmiştir. Ve bu Taksim inadı hala çözülemedi. Neden? Gerçekten ülkede gerginlik mi yaratmak gerekiyor? Karşıtlık mı oluşturmak gerekiyor?”

“Umut ve çözüm yerine korku yayıyorlar”
“Şu anda Sayın Erdoğan, Türkiye’yi sürekli kutuplaştırarak yönetiyor. Benimle misin? Karşımda mısın? Sürekli düşman yaratıyor, karşı taraf oluşturuyor. Buna korku siyaseti denir. Çözüm üreten iktidarlar umut siyaseti yapar, ilerleme sağlar. Güzel işler yapar, sorunları çözer, ülkeyi ileri taşır. Ve insanlar umutla destek verir. Ancak artık umut ve çözüm üretemeyince, bazen iktidarlar korku siyasetine kayarlar.”

“Telef ifadesi, Erdoğan’ın düşüncelerini yansıtıyor”
“Gerçekten siyasi nezaketle bağdaşmayan ve bir Cumhurbaşkanı’nın diline yakışmayan bir ifade telef. Çünkü telef ifadesi ne anlama gelir, muhatabı iyi bilir. Dolayısıyla siyasi rakiplerine kaybettiklerinde telef oluyorlar demek, diğer insanları nasıl gördüğü hakkında bir fikir verir. Bu ifadeyi değerlendirmek gerekir.”

“Erdoğan, baskıdan vazgeçmeli ve demokratik dönüşüme öncülük etmeli”
“Bu ülkeyi seven, bu ülke için çalışmaya hazır birçok insan var. Dürüst ve yetenekli insanlar var. Bu insanlar yönetimde yer alabilirler. Zulümün sonsuz olmadığını unutmamalıyız. İktidar, baskıdan vazgeçmeli ve Türkiye’yi demokratik dönüşüme hazırlamalı.”

“TRT’nin adil yayıncılık ilkesine ihtiyacı var”
“TRT, milletin kanalıdır. Adil bir yayıncılık politikası izlemelidir. Çünkü bu kanal devletin değil, milletindir. TRT, Anadolu Ajansı gibi kuruluşların adil yayıncılık ilkesine uyması gerekir. Bu hakkın gaspıdır. DEVA Partisi Genel Başkanı olarak, eğer binamızdaki elektrik faturasını ödüyorsak ve TRT’ye ödeme yapıyorsak, ancak bizi hiçbir programa davet etmiyorsa veya haberlerimizi yayınlamıyorsa, bu hakkımızı helal etmiyoruz. Bu konuda çözüm bulmaları gerekiyor.”

“Sanal kumar ve bahis aileleri olumsuz etkiliyor”
“2025, aile yılı olarak ilan edildi, ancak sanal kumar ve bahis aileler için büyük sorunlar yaratıyor. Bu konuda uzun süredir uyarılar yapıyoruz. Sosyal medyada insanlar deneyimlerini paylaşıyor. Örneğin, bir kişi “15 günlük evliliğim bitti” diyor. Bir başkası, “Bu illet yüzünden 34 yaşındaki biri intihar etti, 7 aylık bebeği yetim kaldı” diyor. Bunlar sadece birkaç örnek. Ayrıca, üniversite öğrencilerinin banka hesaplarını kullanarak mağdur ettikleri davalara da şahit oluyoruz. Bu konuda bir avukatın takip ettiği bir davada, 270 milyar TL’lik bir rakamdan bahsediliyor. Bu durum üzücü ve ciddi sonuçlara yol açıyor.”

“Önümüzdeki seçimde farklı bir yol izleyeceğiz”
“2023 seçimlerinde, 6 parti bir araya gelerek seçime girdi, ancak bu model istenilen sonucu vermedi. Bu nedenle, önümüzdeki seçimde farklı bir strateji izleyeceğiz. Muhalefetin toplam desteğini artırmak için doğru bir model olduğunu düşünüyoruz. Yani, iktidar değişikliğini istiyorsak, bu yeni modelin daha etkili olacağına inanıyoruz.”