İstanbul Konut İhtiyacı: Konutder’in Sosyolojik Analizi
Bugün yapılan basın toplantısında, “Konut Talebini Belirleyen Mikro Faktörler – İstanbul Örneği” adlı araştırma kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantı, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova’nın yanı sıra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Murat Vural ve İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Şeker’in katılımıyla gerçekleşti.
Konut ihtiyacını anlamak ve toplumun konuta bakışını sosyolojik olarak ele almak amacıyla gerçekleştirilen bu araştırma, konut talebini etkileyen mikro faktörleri detaylı bir şekilde analiz etti. KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova, konut sahipliğinin düşüşüne dikkat çekerek, özellikle dar gelir grupları arasında konut sahipliğinin en düşük seviyeye gerilediğini belirtti. Ayrıca, gençlerin kendi evlerini satın alma isteğinde artış gözlendiğini ve konut almak için tasarrufa hazır olduklarını vurguladı.
Araştırmadan ortaya çıkan verilere göre, İstanbul halkının konutu bir güvence ve yatırım aracı olarak gördüğü ve konut yatırımını mantıklı bulduğu belirlendi. Aynı zamanda, kiracı olmaktan mutsuz olan insanların barınma endişeleri artıyor. Araştırmaya katılanlar, gelecekte barınma sorunu yaşayacaklarını düşünüyor ve gençlerin konut sahibi olma hedefleri öncelikler arasında yükseliş gösteriyor.
Kumova, konut almak isteyenlerin tasarrufa hazır olduğunu ve orta ve üst gelir gruplarından insanların yakın zamanda konut almayı planladığını belirtti. Ayrıca, konut kredisi için gelirlerinin bir bölümünden vazgeçmeye hazır olduklarını da ekledi.
Araştırma kapsamında yapılan anketlerle elde edilen verilere göre, İstanbul halkının konuta bakışı ve konut talepleri detaylı bir şekilde incelendi. Bu veriler, konut sektöründe alınması gereken önlemler konusunda önemli ipuçları sunuyor.
KONUTDER’in sosyolojik analizi, İstanbul’da konut ihtiyacının nasıl şekillendiğini ve insanların konut alımıyla ilgili tutumlarını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Bu veriler, konut sektöründe yapılacak politika ve stratejilerin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor. Araştırmanın sonuçları, konut sektöründe yaşanan değişimleri anlamak ve geleceğe yönelik doğru adımlar atabilmek için önemli bir kaynak teşkil ediyor.
